TÜRKİYE’de TEKSTİL SEKTÖRÜ

Türkiye’nin tekstil sektöründeki mevcut emek maliyeti ile özellikle Çin, Hindistan, Pakistan, BangladeÅŸ, Tayland, Endonezya, Malezya, Sri Lanka ve hatta bazı DoÄŸu Avrupa ülkeleri ile rekabet etmesi mümkün bulunmamaktadır. Bu itibarla, bu dezavantajı avantaja dönüÅŸtürebilecek tedbirlerin alınması gerekmektedir ki, bunun için iÅŸgücü veriminin; eÄŸitim ve yeni teknolojilerle artırılması gerekmektedir.

İstihdam vergilerinin iÅŸçilik maliyeti içindeki payı yüksektir: İstihdam vergileri bakımından 30 OECD ülkesinde yapılan karşılaÅŸtırmada Türkiye % 42,4 oranı ile en yüksek noktada bulunmaktadır. Türkiye'deki bu yüksek orana karşılık öteki bazı OECD Ülkelerindeki oranlar ÅŸöyledir; İsveç ( 40,5 ), Fransa ( 39,2 ), Yunanistan ( 35,1) , İtalya ( 34,0 ), İspanya ( 31,4 ).

Sanayide kullanılan enerji maliyeti yüksektir: Üretimde enerji giderleri önemli bir maliyet unsuru olarak yer almaktadır. Bu da rekabet gücünü zayıflatmaktadır.Türkiye'nin ( Cent/Kwh) olarak enerji fiyatının 3,8 olmasına karşılık bazı ülkelerdeki enerji fıyatları ÅŸöyledir: Çin ( 2,1), Hindistan ( 2,8 ), İtalya ( 1,6 ), Polonya ( 1,5 ) v.s. BaÅŸka bir anlatımla Türkiye de sanayide kullanılan elektriÄŸin fiyatı ( 100 ) varsayıldığında, İtalya ( 82 ), Yunanistan ( 42 ), İspanya ( 33 ), Fransa ( 29 ), OECD ortalaması ( 32 ) dir. Türkiye'deki enerji fiyatının yüksek olmasının bir nedeni de enerji fiyatı içindeki vergi oranının yüksekliÄŸidir. ElektriÄŸin sanayiye satış fiyatındaki vergi oram 1995 yılında yüzde 13,9 olmasına karşılık, bu oran 1999 yılında yüzde 15,3 ve 2003 yılında da yüzde 16,1'e yükselmiÅŸtir.


DİE’ne göre; imalat sanayinin alt sektörleri içerisinde en yüksek istihdamı tekstil ve giyim eÅŸyası sektörleri saÄŸlıyor. İmalat sanayi iÅŸyerlerinin yarattığı toplam istihdamın yüzde 18.8'i tekstil sektöründe, yüzde 10.1'i ise giyim eÅŸyası imalatında çalışıyor. Her iki alt sektörün imalat sanayi istihdamına katkısı 2004 yılının üçüncü 3 aylık dönemi itibariyle yüzde 28.9 düzeyinde bulunuyor. Türkiye'de imalat sanayi sektörünün yaklaşık 3.5 milyon kiÅŸiye istihdam saÄŸladığı tahmin ediliyor. Bu kapsamda 1 milyondan fazla iÅŸçinin tekstil ürünleri ve hazır giyim sektörlerinde istihdam edildiÄŸi tahmin ediliyor. 

 


TÜRK TEKSTİLİNİN SORUNLARI

Sektör temsilcilerine göre Tekstil sektörünün baÅŸlıca sorunları: 

1. Tekstil sektöründe vizyon ve strateji eksikliÄŸi var. Bu nedenle, sektördeki bir çok iÅŸletme gelecek konusunda kararsız. Strateji belirleme konusunda iÅŸletmelere devletin, ticaret sanayi odalarının, üniversitelerin, ihracatçı birliklerinin yardımı ve katkısı gerekli. 

2. Çin tekstilinin aşırı,acımasız ve haksız rekabeti çok önemli bir sorundur. Türkiye,Özellikle tekstil ürünlerinde Çin ile rekabet etmek zorundadır. Gerekli önlemler alınmaz ise, bir çok iÅŸletme kapanacaktır.

3. Yurt dışındaki rakiplere göre; enerji, doÄŸal gaz, iÅŸçilik, vergi, sigorta gibi temel girdiler ülkemizde oldukça yüksektir.  

4. DiÄŸer ihracatçılar gibi tekstilciler de kur riski ile karşı karşıyadır. Son üç yıldır, kurlardaki düÅŸüÅŸ tekstil ihracatçılarının rekabet ÅŸansını azaltmıştır. Buna karşın, asgari ücret son üç yılda % 117 artmıştır. 

5. Maalesef ülkemizde saÄŸlıklı bir sanayi envanteri bulunmamaktadır. 

6.Tekstil, sektöründe Kayıt dışı çalışan iÅŸletmeler, rekabet ortamının bozulmasına, makine parkının bilinmemesine, istihdam bilgilerinin yetersizliÄŸine neden olmaktadır. Yetersiz bilgiler, geleceÄŸe iliÅŸkin doÄŸru tahminler yapılmasına imkan vermemektedir.  

7. Ülkemizde iÅŸsizlik çok ciddi boyutlarda olmasına karşın, tekstil sektöründe nitelikli eleman yetersizliÄŸi söz konusudur. Bu sektörde de üniversite sanayi iÅŸbirliÄŸi gerçekleÅŸtirilememektedir. 

8. Sektörün sorunu, tasarım yapamamak, marka olamamak ve moda yaratamamaktır. 

9.Tekstil ÅŸirketleri  bir araya gelip sorunlarını ilgililere iletmemekte ve hareket edememektedirler. Birlikte dile getirilemeyen sorunlar,ilgili kurumlar tarafından da dikkate alınmamaktadır.

10.Sektördeki firmalar arasında dayanışma yoktur, aynı müÅŸterileri karşısında anlamsız bir rekabet söz konusudur. 

11.Tekstil firmaları çalışanlarına gereken yatırımı yapmamaktadır. 

12.Tekstilde Ar-Ge yatırımları yeterince yapılmamakta, yapılan Ar-Ge yatırımları için yeterli kaynak ve destek verilmemektedir. 

13.Yabancı yatırımlar yeterince teÅŸvik edilmemekte  ve yatırım iklimi saÄŸlanmamaktadır. Bu nedenle yabancı yatırımcılar ülkemize gelmemektedir. Aynı ÅŸekilde yabancı tasarımcıların ülkemize gelmesi teÅŸvik edilmemekte ve onlar için gerekli çalışma ortamı saÄŸlanamamaktadır.  

14.Türkiye'de konfeksiyonda çalışan iÅŸçi saat ücreti: 1,18 dolar, Çin'de  konfeksiyonda çalışan iÅŸçi saat ücreti: 0,35 dolar.  Türkiye'de enerji kilovat maliyeti: 8,5 sent, Çin'de 1,5 - 2 sent. Bu durumun nazara alınarak Türkiyedeki enerji maliyetleri ile iÅŸci maliyetlerinin azaltılma tedbirlerinin alınması gerekir.

 

TEKSTİLDE VERİMLİLİK

Kapalı yerel ekonomi verimlilik standartlarına önem vermedi. Hızlı büyüme içinde çok bölündü ve geliÅŸme verimsizlikler içinde gerçekleÅŸti. 

Asıl problem, genel olarak endüstrinin kurumsallaÅŸmamış aile ÅŸirketlerinden oluÅŸması ve profesyonel olarak yönetilmemesidir. 

Makinelerin düÅŸük verimlilikte çalışması, kötü bakım, düÅŸük kapasite kullanımı, 
Standart olmayan hammadde alımları ve standart olmayan ürün kalitesi 

AraÅŸtırmalara göre, endüstrideki makinelerin %30-40'ı 10 yaşının üzerindedir. 

Birçok ÅŸirket iplikten konfeksiyona dikey entegrasyona gitti, fakat firma içi kaynaklara baÄŸlı olarak sadece son ürüne önem verildi. 

Aslında olması gereken, tekstil endüstrisi verimlilik ve kalite standartlarını global endüstriyle karşılaÅŸtırıp deÄŸerlendirerek, hükümete ve özel sektöre gerekli deÄŸiÅŸiklikler için tavsiyede bulunmasıdır. 
 


TEKSTİLDE FİNANS


Sermaye-yoÄŸun yapısı nedeniyle tekstil endüstrisinin daha fazla finansa ihtiyacı vardır. Bankaların çoÄŸunluÄŸu özel ve oldukça yüksek faiz oranlarıyla kredi veriyorlardı. Tekstilcilerin çoÄŸunun yurtdışındaki ucuz krediden haberi yoktu veya gerekli koÅŸulları karşılayamıyorlardı. Bu durumda yerel bankalardan para almak veya kendi sermayelerini kullanmak zorunda kaldılar. Sabit olmayan enflasyon ve faiz oranlarına baÄŸlı olarak, bankalar her zaman verilen kredilerin faiz oranını deÄŸiÅŸtirme hakkını ellerinde tuttular ki, bu opsiyon uzun dönemli yatırımlar için oldukça zararlıydı. Endüstri özel bankaların veya bankalardan daha pahalıya malolan diÄŸer kredi kaynaklarının merhametine kalmıştı. Bu koÅŸullar altında birçok firma çalışma sermayesi sıkıntısı çekti ve bu da verimliliÄŸi ve kapasite kullanımını olumsuz yönde etkiliyordu.